
Türkiye genelinde kuyumculuk ve sarraflık sektöründe uygulanan sıfır KDV oranı, vergi adaleti konusunda uzun süredir tartışma yaratıyor. Altın ve döviz işlemlerinde KDV oranı sıfır olarak uygulanırken, diğer esnaf grupları sattıkları mal ve hizmetlerde yüzde 10 ile 20 arasında KDV ödemek zorunda kalıyor. Bu durum, birçok kesim tarafından eşitlik ilkesine aykırı olarak değerlendiriliyor.
Kuyumcular bu konuda kendilerini savunuyor. Sıfır KDV’nin yasal bir düzenleme olduğunu ve altın ile dövizin “maden ve finansal ürün” kapsamında değerlendirildiğini belirtiyorlar. Yani devlet, altın satışlarını ticari bir ürün olarak değil, yatırım aracı olarak sınıflandırıyor. Bu nedenle de altın ve döviz satışlarında KDV uygulanmıyor. Ancak diğer sektörlerde satılan mallar tüketim ürünü olarak kabul edildiği için KDV oranı yüksek tutuluyor.
Küçük esnaf ve KOBİ sahipleri bu duruma tepki gösteriyor. Kahvehaneler, restoranlar, marketler ve giyim mağazaları gibi işletmeler, satışlarının her kaleminde yüzde 10 ile 20 arasında KDV ödediklerini hatırlatarak, kuyumcuların bu ayrıcalığının haksız bir durum yarattığını düşünüyor. Bazı esnaf odaları da yıllardır bu konuda düzenleme yapılmasını, vergi oranlarının sektörler arasında daha dengeli hale getirilmesini talep ediyor.
Mali müşavirler ve ekonomi uzmanları ise konuyu teknik açıdan ele alıyor. Onlara göre altın ve döviz işlemlerinde KDV’nin sıfır olması, bir vergi avantajı değil, uluslararası finansal standartlara uygun bir uygulama. Çünkü bu ürünler, bankacılık ve yatırım piyasasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ancak uzmanlar da kabul ediyor ki, bu durum toplumda “vergi ayrıcalığı” algısı oluşturuyor. Yani yasal olarak doğru olsa da sosyal olarak adil görünmüyor.
Ekonomik açıdan bakıldığında, aradaki fark dikkat çekici. Bir lokanta 1000 liralık satışta 200 lira KDV öderken, bir sarraf 100 bin liralık altın satışında hiç KDV ödemiyor. Bu da özellikle kriz dönemlerinde küçük esnafın üzerindeki vergi yükünü daha görünür hale getiriyor.
Vatandaşlar da bu farkın adil olmadığını düşünüyor. Sosyal medyada sıkça dile getirilen görüşlere göre, herkesin aynı oranda vergi vermesi gerekirken bazı sektörlerin sıfır oranla işlem yapması, toplumda güvensizlik oluşturuyor. “Birisi simit satarken vergi ödüyor, diğeri yüz bin liralık altın satarken sıfır vergi veriyor” şeklindeki yorumlar, halkın genel tepkisini özetliyor.
Sonuç olarak, sarraflara uygulanan sıfır KDV oranı yasal bir düzenleme olsa da, vergi adaleti açısından tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Diğer esnaf grupları bu farkın kaldırılmasını ve tüm sektörlerin eşit oranda vergi yükü altında olmasını istiyor. Ekonomi yönetimi ise finansal istikrarı koruma gerekçesiyle mevcut sistemin devam ettiğini savunuyor. Tartışma, uzun süre hem ekonomik hem de sosyal açıdan gündemde kalacak gibi görünüyor.