O kadar değerli ki… Geç olmadan kalbimizin ritmine kulak verelim

Hepimizin hayali sağlıklı, uzun bir ömre sahip olmak. Fakat son dönemde sık sık genç insanların da kalp krizi geçirdiğini duyuyoruz. Geçen yıl önce 60 yaşındaki Tolga Savacı, sonra 52 yaşındaki Metin Arolat, pazartesi günü de 58’indeki Volkan Konak hayatını kaybetti. Üçünün de kalp krizi geçirdiği söylendi. Kalp Sağlığı Haftası da yaklaşırken bu değerli organımızı nasıl koruyacağımızdan ve nelerle onu riske attığımızdan bahsedelim.

O kadar değerli ki… Geç olmadan kalbimizin ritmine kulak verelim
Yayınlama: 06.04.2025

KRİZİ NEREDEN ANLARIZ?

‘Kadınlarda mide yanması, bulantı, kusma görülebilir’

Göğüste baskı, yanma, sıkışma veya (sanki biri oturmuş gibi) ağırlık hissi varsa, özellikle bu his kollara (genelde sol kola), çeneye, boyna veya sırta yayılıyorsa bu ciddi bir uyarıdır.

Aniden ortaya çıkan veya egzersizle açıklanamayan nefes alamama hissi.

Soğuk, yapışkan bir terleme, özellikle göğüs ağrısı veya halsizlikle birlikteyse…

Kalbin düzensiz, çok hızlı veya ‘atlıyor gibi’ atması (aritmi) genellikle zararsız olabilir (stres, kafein gibi nedenlerle). Fakat göğüs ağrısı, çarpıntı, bayılma hissi veya nefes darlığıyla birleşirse acil olabilir.

Kalbin yeterince kan pompalayamaması (düşük tansiyon veya ritim bozukluğu nedeniyle) baş dönmesine veya bayılmaya yol açabilir.

Boyun ağrısı, çenede rahatsızlık veya kollarda (özellikle solda) uyuşma/acı, klasik olmayan ama önemli belirtilerdir.

Özellikle kadınlarda kalp krizi hazımsızlık veya mide yanması gibi hissedilebilir. Açıklanamayan bulantı veya kusma da buna eşlik edebilir.

Günlük işleri yapamayacak kadar ani ve şiddetli yorgunluk özellikle diğer belirtilerle birlikteyse kalp sorununa işaret edebilir. (Doç. Dr. Onur Baydar)

NELERE DİKKAT ETMELİ?

‘Bel, erkeklerde 94, kadınlarda 80 cm’den fazla olmamalı’

Araştırmalar bel çevresi genişliğinin kalp krizi, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkların görülme sıklığını arttırdığını gösteriyor. Bu durum damar sertliği gelişimini hızlandırıyor, kötü kolesterol seviyesini (LDL) ve kan basıncını yükseltiyor, ayrıca kan şekeri dengesini bozup tip 2 diyabete neden olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, göbek deliği hizasından mezurayla ölçüm yapıldığında bel çevresi erkeklerde 94 cm ve kadınlarda
80 cm üzerindeyse kalp-damar hastalığı riski artıyor. Bununla birlikte bel kalınlığı tek başına kesin bir tanı aracı değil ama diğer risk faktörleriyle birleştiğinde kritik bir uyarı haline geliyor.

Bacaklarda özellikle yürürken ortaya çıkan ve dinlenmeyle geçen ağrılar periferik arter hastalığı olarak adlandırılan bacak atardamar tıkanıklığına işaret edebilir. Bu durum yalnızca bacak damarlarını değil, aynı zamanda kalp damarlarını da etkileyecek bir damar hastalığına işaret edebilir. (Doç. Dr. Selçuk Görmez)

RİSK FAKTÖRLERİ NELER?

Kötü kolesterol, diyabet ve insülin direnci…

Kolesterol vücudumuz için gerekli olan ancak yüksek seviyelerde kalp hastalığı riskini arttıran bir maddedir. İki temel türü vardır. LDL kötü kolesterol olarak bilinir. HDL ise iyi kolesteroldür, damarları temizler. Diğer bir kan yağı türü olan trigliseridin yüksek değerleri damar sağlığını tehdit eder. Yüksek LDL ve trigliserid düzeylerinin kalp krizi ve felç riskini arttırdığı kesin olarak biliniyor.

İnsülin direnci ve diyabet, damar duvarında yapısal hasara yol açarak ateroskleroz (damar sertleşmesi) sürecini hızlandıran rahatsızlıklardır. Bu durum trigliseritle LDL kolesterol (kötü kolesterol) seviyelerini yükseltirken HDL kolesterol (iyi kolesterol) düzeylerini düşürür. Yapılan çalışmalar, insülin direnci ve diyabetin kalp hastalığı riskini 2 ila 4 kat arttırdığını gösteriyor. Çalışmalar tiroit hormon dengesizlikle-
rinin de kalp yetmezliği, ritim bozuklukları, hipertansiyon ve ateroskleroz riskini belirgin şekilde arttırdığını ortaya koyuyor. (Doç. Dr. Selçuk Görmez)

DEĞERLER NASIL OLMALI?

‘Erken yaşta bakılarak gelecekteki durum ölçülebilir’

Lipoprotein (a), hs-CRP, homosistein, NT-proBNP gibi biyobelirteçler, geleneksel yöntemlerden (EKG, kan basıncı, idrar tahlili vs.) daha erken ve daha doğru risk tahmini yapabiliyor. Lipoprotein (a) ömür boyu yüksek kalp krizi riskiyle ilişkili ve özellikle erken yaşta ölçülerek gelecekteki risk tahmin edilebiliyor. Hs-CRP, kronik inflamasyonun göstergesi. Yüksek düzeyde olması uzun vadeli kardiyovasküler riskle bağlantılı. NT-proBNP düzeyleri kalp üzerindeki stres yükünü yansıtıyor. Yüksek homosistein düzeyleriyse damar hasarını gösteriyor. (Doç. Dr. Selçuk Görmez)

Kolesterol:

LDL: 40, kadın >50 mg/dL

Trigliserit:

Kaynak:https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-pazar/o-kadar-degerli-ki-gec-olmadan-kalbimizin-ritmine-kulak-verelim-42752750