Hastaneler, hayat kurtarmak için tasarlanmış güvenli limanlar olmalı. Ancak bilim dünyasını sarsan yeni bir keşif, bu algıyı tehdit etti: Pseudomonas aeruginosa adlı süper bakteri, tıbbi cihazlarda kullanılan plastikleri “yiyerek” hayatta kalıyor ve …

Hastaneler, hayat kurtarmak için tasarlanmış güvenli limanlar olmalı. Ancak bilim dünyasını sarsan yeni bir keşif, bu algıyı tehdit etti: Pseudomonas aeruginosa adlı süper bakteri, tıbbi cihazlarda kullanılan plastikleri “yiyerek” hayatta kalıyor ve hastane enfeksiyonlarının yayılmasında yeni bir tehlike oluşturdu.
Brunel Üniversitesi’nden bilim insanlarının öncülük ettiği bu çığır açan çalışma, hastanelerdeki steril ortamların sandığımız kadar güvenli olmayabileceğini ortaya koydu.
Peki, bu süper bakteri nedir, nasıl bir tehdit oluşturuyor ve hastaneler bu tehlikeyle nasıl başa çıkabilir? Uzman görüşleri ve bilimsel araştırmalar ışığında bu gizli düşmanı mercek altına alındı.
SÜPER BAKTERİ NEDİR VE NEDEN TEHLİKELİ?
Pseudomonas aeruginosa, dünya genelinde her yıl yaklaşık 559.000 ölüme yol açan, hastane kaynaklı enfeksiyonların önde gelen nedenlerinden biri olarak biliniyor. Bu süper bakteri, özellikle antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesiyle tanınıyor ve ventilatör, kateter, yara örtüleri, stentler ve cerrahi dikişler gibi tıbbi cihazlarla ilişkilendirildi.
Brunel Üniversitesi’nden Prof. Ronan McCarthy liderliğinde yürütülen bir çalışma, bu bakterinin polikaprolakton (PCL) gibi tıbbi sınıf plastikleri parçalayabildiğini ve bunları tek karbon kaynağı olarak kullanarak hayatta kaldığını ortaya koydu. Çalışma, Cell Reports dergisinde yayımlanarak bilim dünyasında yankı uyandırdı.
Araştırmacılar, bir hasta yarasından alınan bakteri örneğinde Pap1 adlı bir enzimi izole etti. Laboratuvar testlerinde bu enzim, yedi gün içinde PCL’nin %78’ini parçaladı. Daha da endişe verici olan, bakterinin bu süreçte daha güçlü biyofilmler oluşturması; yani antibiyotiklere karşı direncini artıran koruyucu bir tabaka geliştirmesi.
Prof. McCarthy, “Plastik, modern tıbbın her yerinde kullanılıyor ve bazı patojenlerin bu malzemeyi parçalayarak beslenebildiği gerçeği, hasta güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor” dedi.
HASTANE ENFEKSİYONLARININ YENİ BOYUTU
Hastane kaynaklı enfeksiyonlar, dünya genelinde milyonlarca insanı etkiledi. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), her yıl 2 milyon kişinin ilaca dirençli bakterilerden enfekte olduğunu ve en az 23.000 kişinin bu nedenle hayatını kaybettiğini tahmin etti.
Pseudomonas aeruginosa, özellikle bağışıklığı zayıf hastalarda kan, akciğer ve idrar yolu enfeksiyonlarına yol açarak ölümcül sonuçlar doğurabildi. Bu bakterinin tıbbi cihazları “yemesi”, sadece cihazların ömrünü kısaltmakla kalmıyor, aynı zamanda bakterinin hastane ortamında daha uzun süre hayatta kalmasını sağladı.
Dr. Leila Hojat, University Hospitals’da antimikrobiyal yönetim direktörü, süper bakterilerin hastanelerde yayılmasının COVID-19 pandemisiyle daha da kötüleştiğini belirtti.
Pandemi sırasında, bilinmeyen ikincil enfeksiyon korkusuyla hastalarına gereksiz yere antibiyotik verilen hastaların %75’inin bu tür dirençli bakterilere yakalanma riskini artırdığını söyledi. Bu durum, süper bakterilerin hastane ortamlarında daha da güçlenmesine yol açtı.
BİLİMSEL KEŞİFLER VE UZMAN GÖRÜŞLERİ
Brunel Üniversitesi’nin çalışması, Pseudomonas aeruginosa’nın plastik yiyen enzimlerinin diğer patojenlerde de bulunabileceğini ortaya koydu. Bu, hastanelerde kullanılan diğer plastik türlerinin de benzer bir tehdit altında olabileceğini gösterdi.
Prof. McCarthy, “Hastane ortamlarında patojenlerin nasıl hayatta kaldığını yeniden düşünmeliyiz. Plastik yüzeyler, bu bakteriler için bir besin kaynağı olabilir” diyerek acil araştırma çağrısında bulundu.
Benzer şekilde, Duke Üniversitesi’nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Vance Fowler, süper bakterilerin hızlı teşhisinin önemine dikkat çekti:
“Laboratuvar sonuçları günler, hatta haftalar alabiliyor. Bu süre zarfında, doğru antibiyotiği seçmek genellikle bir tahminden ibaret.”
Fowler, daha hızlı teşhis yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Uluslararası alanda, Candida auris gibi diğer süper bakterilerin de yükselişte olduğu gözlemlendi.
Imperial College London’dan Dr. Johanna Rhodes, bu ölümcül mantarın hastanelerde hızla yayıldığını ve standart antifungal ilaçlara dirençli olduğunu belirtti.
Royal Brompton Hastanesi’nde yaşanan bir salgın, bu tür patojenlerin ne kadar hızlı yayılabileceğini gösterdi.
ÇÖZÜM YOLLARI: HASTANELER NE YAPMALI?
Süper bakterilere karşı mücadele, çok yönlü bir yaklaşım gerektirdi. Uzmanlar, hastanelerde alınabilecek bazı önlemleri şöyle sıraladı:
Gelişmiş Sterilizasyon Yöntemleri: Pittsburgh Üniversitesi Tıp Merkezi, duedonoskop gibi cihazlarda etilen oksit gazı ile sterilizasyon kullanarak enfeksiyonları sıfıra indirdi. Ancak bu yöntem maliyetli olduğu için yaygınlaşması zor.
Antibiyotik Yönetim Programları: Dr. Shruti Gohil, antibiyotiklerin yanlış kullanımını önlemek için hastanelerde denetim programlarının gerektiğini belirtti. Daha dar spektrumlu ilaçların tercih edilmesi, direnç gelişimini yavaşlatabilir.
Alternatif Tedaviler: Cal State Fullerton’dan Dr. María Soledad Ramırez, laktik asit bakterilerinin (LAB) Acinetobacter baumannii gibi süper bakterilere karşı etkili olabileceğini gösteren bir çalışma yayımladı. Bu tür yenilikçi tedaviler, antibiyotik direncine karşı umut vadetti.
Hijyen Protokolleri: CDC, yüksek temaslı yüzeylerin (yatak korkulukları, kapı kolları) düzenli olarak dezenfekte edilmesini ve sağlık çalışanlarının el hijyenine dikkat etmesini önerdi.
HASTALAR İÇİN RİSKLER VE ÖNLEMLER
Süper bakteriler, özellikle ameliyat sonrası veya yoğun bakım ünitelerinde bulunan hastalar için büyük bir tehdit. Bağışıklığı zayıf olanlar, uzun süre hastanede kalanlar veya tıbbi cihaz kullananlar en yüksek risk grubunda.
Dr. Hojat, bireylerin antibiyotik kullanımını doktor talimatlarına uygun şekilde tamamlamalarını ve gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmalarını önerdi. Ayrıca, aşıların düzenli olarak yaptırılması, enfeksiyon riskini azaltmada önemli bir adım.
HASTANELERDE YENİ BİR SAVAŞ ALANI
Pseudomonas aeruginosa’nın tıbbi plastikleri “yeme” yeteneği, hastanelerin steril ortamlarına dair algıları sarstı. Bu süper bakteri, sadece hastaları değil, modern tıbbın temel taşlarından biri olan tıbbi cihazları da tehdit ediyor.
Bilim insanlarının ve sağlık uzmanlarının bu tehdide karşı birleşmesi, yeni sterilizasyon yöntemleri ve alternatif tedavilerin geliştirilmesi gerekiyor.
Prof. McCarthy, “Hasta güvenliğini sağlamak için bu keşfin etkilerini anlamalı ve harekete geçmeliyiz.” dedi.
Kaynak:https://www.yenicaggazetesi.com.tr/hastanelerdeki-gorunmez-dusman-ortaya-cikti-uzmanlar-anlatti-919742h.htm