Türkiye’de artan enflasyon ve giderek derinleşen ekonomik kriz, vatandaşların belini bükmeye devam ediyor. Alım gücünün her geçen gün düştüğü Türkiye’de başta sabit gelirliler ve emekliler olmak üzere toplumun büyük bir kesimi açlık ve yoksulluk …

Türkiye’de artan enflasyon ve giderek derinleşen ekonomik kriz, vatandaşların belini bükmeye devam ediyor. Alım gücünün her geçen gün düştüğü Türkiye’de başta sabit gelirliler ve emekliler olmak üzere toplumun büyük bir kesimi açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya başladı. Eskişehir’in Göztepe Mahallesinde yaşayan ve tek emekli maaşıyla hayatını idame ettirmeye çalışan Abdullah Hödüş (64) ve Nuriye Hödüş (60) çifti, yaşadıkları geçim mücadelesini anlattı.
18 bin 500 lira emekli maaşı aldığını, 12 bin lirasını da ev kirasına verdiğini söyleyen 64 yaşındaki Abdullah Hödüş, “1999 senesinde emekli oldum. Emekli maaşımla geçinemiyorum. 12 bin lira kira veriyorum. Oğlan olmasa o parayı ödeyemem. Benim aldığım 18 bin 500 lira. Doğal gazı var, elektriği var, suyu var. Yetmez. Pazarı var. Pazar en az 400-500 lira tutuyor. Ben malulen emekliyim. 20 sene çalıştım. İki sefer ameliyat oldum. Damarımı kesmişler, boynum böyle kaldı” ifadelerini kullandı.
“AYAKKABI BOYACILIĞI YAPIYORUM”
Abdullah Hödüş, iki ekmek parası dahi kazansa mutlu olduğunu ifade ederek “Eskiden geçinmek daha kolaydı. Oğlum olmasa geçinemem. Oğlum yardım ediyor. Ayda 5-6 bin lira yardım ediyor. Sürekli bir şeylerden kısıyorum. Ben ayakkabı boyacılığı yapıyorum. Ama bir aydır yapamıyorum dizlerim ağrıdığı için. Yetmeyince mecbur çalışmak zorundayız. Hanım da çalışıyor. İki ekmek parası kazanırsam iyi olur diyorum. Onu da Halk Ekmek’ten alıyorum. Normal fırından ekmek alamıyorum. Maaş alınca yarım kilo alıyorum. Ayda bir sefer et. Ayda bir sefer de balık alırım. Onu da yarım kilo alırım. Markette ucuz markalara kaçıyorum. İyisini alamıyorum. Sağlıklı beslenemiyoruz.” sözlerini ifade etti.

“EVLERE TEMİZLİĞE, MERDİVEN YIKAMAYA GİDİYORUM”
60 yaşında hala çalıştığını ve evlere temizliğe gittiğini söyleyen Nuriye Hödüş ise, eşinin emekli maaşıyla geçinemediklerini ifade ederek “Ev işlerine gidiyorum, merdiven yıkamaya gidiyorum. Ne iş bulursam gitmeye çalışıyorum yardımım olsun eve diye. Yetmiyor bir aylık. Oğlan çocuklara nafaka veriyor bir yandan da bize yardım etmeye çalışıyor. Oğlum da epilepsi hastası. İlaç parası derken yetiremiyor o da” ifadelerini kullandı.
“60 YAŞINDAYIM HALA ÇALIŞIYORUM”
“Nerede ucuz var ona gidiyorum. Her şeyden kısıyorum” ifadelerini kullanan Nuriye Hödüş, “Pazarda bile nerede ucuz var, ona sokuluyorum. Gidip de pahalısına sokulmuyorum. İdare edeyim diye ucuzunu alıyorum. Yol parasına güç yetmiyor. 30 lira yol parası. Git gel 60 lira işe giderken. Zor geçiniyoruz. Fırından ekmek almıyoruz. Halk Ekmek’ten alıyoruz ki bir tane fazla alırız diye. Eller gibi rahatça yiyip içemiyoruz. Herkes gibi giyinemiyoruz, gezemiyoruz. 60 yaşındayım hala çalışıyorum. Hem merdivene hem ev işine gidiyorum. İki iken bir almaya çalışıyorum. Markete gidiyorum nerede ucuzu var ondan almaya çalışıyorum. Üstümüze başımıza zaten bir şey almıyoruz” sözlerini sarf etti.
Kaynak:https://halktv.com.tr/gundem/ekonomik-krizin-pencesinde-bir-turkiye-gercegi-bir-emekli-gecim-savasini-boyle-986328h