Boğaziçi Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı ‘Sayıştay’a geçti: ‘Gitti ama enkazı kaldı!’

Boğaziçi Üniversitesi’nde kadrolaşma ve baskı uygulamalarıyla anılan Mustafa Candan, üniversiteyle ilişiğini keserek Sayıştay’a geçti. Eğitim-Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi Örgütlenme Sekreteri Şenol Solum, ‘Boğaziçi’nde bıraktığı tahribat ciddi boyutta’ dedi. Candan hakkında yeni iddialar da gündemde.

Boğaziçi Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı ‘Sayıştay’a geçti: ‘Gitti ama enkazı kaldı!’
Yayınlama: 18.07.2025

Boğaziçi Üniversitesi’nde 209 kişilik personel alım komisyonunda yer alan ve rüşvet soruşturmasına adı karıştığı öne sürülen Mustafa Candan, üniversitedeki görevini bıraktı.

Candan’ın Sayıştay’a geçtiği öğrenildi. Eğitim-Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi Örgütlenme Sekreteri ve Boğaziçi Üniversitesi çalışanı Şenol Solum, gelişmeleri gazetemize değerlendirdi.

Solum, “Mustafa Candan ismini ilk kez Genel Sekreter Yardımcısı olarak atandığında duyduk. Geldiği andan itibaren, hiçbir açıklama ya da kurumsal nezaket göstermeden akademik ya da idari birimlere giriyor, gittiği her yerde koşulsuz saygı bekliyordu. Kendisiyle ilk kez karşılaşan personele ‘Mustafa Candan’ı nasıl tanımazsınız?’ diyerek baskı kurmaya çalıştığı olaylar yaşandı” dedi.

SENDİKA DAYATMASI, TAHLİYE BASKISI

Candan’ın özellikle sözleşmeli personele yönelik sendikal baskı yaptığına dikkat çeken Solum, “Sözleşmeli personele Eğitim Bir Sen üyelik formları zorla imzalatılıyor, imzalamayanlar sürgünle tehdit ediliyordu. Bu formların personel evrakları arasına bizzat Candan tarafından yerleştirildiğini biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Candan’ın adı ayrıca öğrenci kulüplerinin odalardan çıkarılması, spor alanlarının boşaltılması, barınak gibi birimlerin taşınması gibi işlemlerde de sıkça geçti” diyen Solum, “Emeklilik tehdidiyle geri çekilmeye zorlanan birim sorumluları ya da susturulmak istenen öğrencilere karşı üniversite yönetiminin uygulayıcı yüzü yine oydu” diye konuştu.

AKADEMİK MERKEZLER ‘MAVİ POŞETLE’ BOŞALTILDI

Boğaziçi Üniversitesi’nde akademik katkısı yüksek birimlerin tahliyesinde de Candan’ın doğrudan sahada yer aldığı belirtti. Solum bu süreci şöyle anlattı:

“TETAM ve Barış Araştırmaları ve Eğitim Merkezi gibi merkezlerin ani ve gerekçesiz biçimde yerlerinden edilmesi sırasında, dosyalar ve evraklar mavi çöp poşetlerine doldurularak taşındı. Bu görüntüler üniversite kamuoyunun hafızasına kazındı. Artık ‘mavi poşet’, Boğaziçi’nde akademik değerlere yönelik keyfi müdahalelerin simgesidir.”

LOJMAN İÇİN SENDİKA ÜYELİĞİ ŞARTI İDDİASI

Mustafa Candan hakkında başka bir iddia ise, üniversitenin sunduğu bazı olanaklar karşılığında sendika üyeliği telkininde bulunduğu yönünde. Edinilen bilgilere göre, 2021 yılının Eylül ayında Boğaziçi Üniversitesi’nde göreve başlayan Candan, üniversitenin lojman gibi hizmetlerinden faydalanmak isteyen personele Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir Sen’e üye olmaları yönünde ‘zorla’ yönlendirmede bulunduğu belirtiliyor.

“Bize göre, Candan gerçek bir üniversite mensubu değil; yönetimin baskı ve sindirme politikalarının uygulayıcı aparatıydı. Şimdi Sayıştay’a geçmiş olabilir ama Boğaziçi’nde bıraktığı tahribat hâlâ sürüyor. Bu sürecin kamuoyu nezdinde daha ciddi bir şekilde incelenmesi gerekiyor.”

YÖK KANUNUNA AYKIRI

YÖK’ün bağlı olduğu 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda şu ifadeler yer alıyor:

“Bir Genel Sekreter ile en çok iki Genel Sekreter Yardımcısından ve bağlı birimlerden oluşur.”

Bu düzenlemeye göre bir üniversitede en fazla iki Genel Sekreter Yardımcısı görev yapabilir. Üç veya daha fazlası, mevzuata aykırıdır. Boğaziçi Üniversitesi’nde ise, Mustafa Candan’la birlikte toplam dört Genel Sekreter Yardımcısı görev yapmaktaydı. Candan’ın ayrılığıyla sayı üçe inse de, mevcut yapı halen yasalara aykırı olduğu belirtiliyor.

Kaynak:https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/bogazici-universitesi-genel-sekreter-yardimcisi-sayistay-a-gecti-gitti-ama-enkazi-kaldi-2419364