Küresel ısınma Türkiye’yi nasıl değiştirebilir?

Küresel ısınmaya ilişkin bilimsel projeksiyonlar, Türkiye’nin 2050 sonrasında tamamen yeni bir iklim rejimine doğru ilerlediğini gösteriyor. Hangi alanlarda, nasıl bir değişim bekleniyor?

Küresel ısınma Türkiye’yi nasıl değiştirebilir?
Yayınlama: 18.11.2025

Geçen hafta başlayan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı (COP30) bu hafta kritik görüşmelerin ardından sona erecek. Brezilya’nın yağmur ormanları şehri Belem’de 21 Kasım’a dek sürecek zirvede, ülkelerin mevcut emisyon hedefleri ve uyum politikaları masada; bilim dünyası ise küresel ısınmanın hızlandığını ve Akdeniz Havzası’nın sıcaklık artışından en sert etkilenecek bölgelerden biri olduğunu yineliyor.

Akdeniz kuşağında yer alan Türkiye de hem hızlı ısınan hem de yağış rejimi bozulan bölgelerden biri haline geliyor.

Türkiye için son birkaç yılda yayımlanan projeksiyonlar, Türkiye’nin ikliminin gelecek on yıllarda bugünkünden belirgin biçimde farklı olacağını gösteriyor. Daha sıcak ve kurak yazlar, değişen iklim tipleri, su stresi altındaki havzalar, küçülen göller, tarımsal verimde kayıplar ve kıyı kentlerinde artan deniz taşkınları aynı resmin parçaları olarak öne çıkıyor.

Sıcaklık artışı: Türkiye daha hızlı ısınıyor

Avrupa-Akdeniz İklim Değişikliği Merkezi’nin (CMCC) hazırladığı G20 İklim Riski Atlası (2021), yüksek emisyon senaryosunda Türkiye’deki sıcaklık artışının 2050’ye kadar 2,7 santigrat derece, yüzyıl sonunda ise 6,3 santigrat dereceyi bulabileceğini öngörüyor. Sıcak hava dalgalarının sıklığı ve süresi de dramatik biçimde artıyor.

Dünya Bankası’nın Türkiye Ülke İklim ve Kalkınma Raporu (CCDR, 2022) da ortalama sıcaklığın 2040’a doğru hızlı bir yükseliş eğiliminde olduğunu; İstanbul, Adana ve Antalya gibi kentlerde “ısı indeksi” günlerinin belirgin şekilde arttığını gösteriyor. 2024 tarihli yağış-sıcaklık analizleri de Türkiye’nin 1991-2020 ortalamasına göre yaklaşık 1,2 santigrat derece daha sıcak bir rejime kaydığını doğruluyor.

İklim tipleri değişiyor: Kurak kuşak genişliyor

İklim bilimci Prof. Dr. Murat Türkeş ve Nami Yurtseven’in Türkiye’nin iklim sınıflandırmasındaki değişimleri inceleyen 2025 tarihli çalışması ise yarı kurak step ve Akdeniz ikliminin hem kuzeye hem de daha yüksek rakımlara doğru genişlediğini ortaya koyuyor.

Aynı çalışma, yüksek emisyon senaryosunda yüzyıl sonuna kadar Türkiye’nin güneydoğusunda daha önce görülmemiş sıcak çöl iklim tipinin ortaya çıkabileceğini öngörüyor. Orman üst sınırının da yaklaşık 120-220 metre kadar yükseleceği, dağ ekosistemlerinin ve kar rejiminin buna bağlı olarak değişeceği belirtiliyor.

Yağış ve kuraklık: Su stresi kalıcı hale geliyor

Yağışlardaki uzun vadeli azalma ve kış yağışlarının zayıflaması, Türkiye’nin su döngüsünü en kırılgan noktaya taşıyor.


Türkiye’de bazı göller kurumaya başladı. Isparta’daki Milli Park statüsündeki Kovada Gölü kuruduFotoğraf: DHA/DW

G20 Atlası 2050’ye kadar Akdeniz ve Güneydoğu’da tarımsal ve hidrolojik kuraklık sıklığının keskin biçimde artacağı tahmininde bulunuyor. Yağışların daha kısa ve şiddetli olması ise aynı dönemde hem sel hem kuraklık riskini birlikte yükseltiyor.

Türk Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) İklim Değişikliğinin Türkiye Su Kaynaklarına Etkileri ve Uyum adlı çalışması (2022) da Türkiye’yi halihazırda yüksek su stresi altında bir ülke olarak tanımlıyor. Rapor, 25 nehir havzasını kapsayan projeksiyonlarına dayanarak, özellikle Fırat-Dicle ve Konya havzalarında ciddi su açığı beklendiğini, bazı Karadeniz havzalarında ise su fazlası görülebileceğini aktarıyor.

Kar örtüsü ve göller: Geri çekilen su varlıkları

Fırat Nehri Havzası (Keban Barajı) üzerine yapılan bir modelleme, yüksek emisyon senaryosunda karla kaplı alanın yüzyıl sonuna kadar yüzde 44’e kadar azalabileceğini öngörüyor. Bunun nehrin en yüksek akışını10 gün öneçekeceği ve su yönetimi ile tarımı aksatacağı tahmin ediliyor. Bu da barajların işletilmesini, enerji üretimini ve tarımsal sulamayı zorlaştıran bir etki anlamına geliyor.

Uydu verilerine dayalı analizler, Salda, Burdur ve Beyşehir gibi göllerde son 30 yılda belirgin bir küçülme olduğunu gösteriyor. Göllerin çekilmesi, daha sıcak ve kurak iklim koşulları ile yeraltı suyu kullanımındaki artışın birleşik bir sonucu olarak değerlendiriliyor.

Tarım: Verim kaybı ve bölgesel eşitsizlik riski

İklim değişikliğinin tarıma etkilerini değerlendiren akademik çalışmalara göre, mısır, çeltik, şeker pancarı ve tahıllarda 2050’ye kadar yaklaşık yüzde 3 ile 12,5 arasında, pek çok üründe ise yüzde 8-12 bandında verim kaybı bekleniyor.


İklim değişikliği sonucu tarımda verimin düşeceği tahmin ediliyorFotoğraf: DHA/DW

Ekonomik Araştırma Forumu’nun (ERF) 2021 tarihli çalışması, sıcaklık artışının tarımsal katma değer ve istihdamda düşüşle birlikte seyrettiğini, özellikle doğu illerinde gıda fiyatlarının daha hızlı arttığını gösteriyor.

Bu tablo, tarımın iklim değişikliğine karşı en kırılgan sektörlerden biri olduğunu ve kırılganlığın bölgesel eşitsizliği derinleştirebileceğini ortaya koyuyor.

Aşırı hava olayları: En çok şehirler etkileniyor

G20 Atlası, Türkiye’de sıcak dalgaları, sel ve kuraklığın şehirler üzerinde birleşik bir baskı oluşturduğunu belirtiyor.

İstanbul’da 2015-2017 yıllarında yaşanan üç büyük sıcak dalgalarında sıcaklığa bağlı ölümlerin yüzde 6 ile 21 arasında arttığı kaydediliyor.

Aynı çalışma, Karadeniz’de sel riskinin 2050’ye kadar yüzde 100-300 arasında artabileceğine işaret ediyor.

CCDR de 2020 itibarıyla kıyı taşkınları, aşırı sıcak, kentsel sel ve orman yangını için risk seviyesinin “yüksek” kategoride olduğunu, doğal afet kaynaklı GSYH kaybının yaklaşık yüzde 0,3’üne ulaştığını belirtiyor.

Raporda orman yangınlarının özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarında kalıcı bir tehdit haline geldiğini hatırlatılıyor.


Bu yıl Ekim ayında Antalya’da denize girmek mümkündüFotoğraf: DHA/DW

G20 Atlası, iklim değişikliği etkilerinin 2050 yılına kadar gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 0,9 ila yüzde 2,26 oranında kayba yol açabileceği öngörüyor.

Kıyılar: Yükselen deniz ve taşkın tehdidi

Atlas, deniz seviyesindeki yükseliş ve kıyı taşkınları nedeniyle 2050’ye kadar her yıl sel riski altındaki nüfusun 430 binden 480 bine çıkabileceğini hesaplıyor. Bu, özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarında hızla büyüyen şehirler için daha fazla insan ve varlık kaybı anlamına geliyor.

İstanbul’da Küçükçekmece-Bakırköy hattı, Samsun’da Çarşamba Ovası ve İzmir Körfezi çevresi en riskli alanlar arasında.

Antalya ve Mersin’de kıyı erozyonu, turizm tesislerinin altyapısını doğrudan etkileyen bir problem haline geliyor.

Turizm: Sezonlar kayıyor

BBVA araştırma biriminin 2024 tarihli “İklim Değişikliğinin Türkiye’deki Turizm Talebine Etkisi” adlı çalışması, yüksek emisyon senaryosunda 2090’larda, 2024-2030 dönemine kıyasla turizm talebinde yüzde 8’e yakın bir düşüş olabileceğini, en büyük etkinin Güney Kıyısı’nda görüleceğini belirtiyor.


Türkiye’de kış turizminde sezonun kısalabileceği tahmin ediliyorFotoğraf: DHA/DW

Aynı dönemde iller arasında Aydın yüzde 16,5 düşüşle öne çıkıyor. Yaz ayları açısından Muğla’da ağustos talebinin yüzde 35’e kadar azalabileceği, buna karşılık bahar aylarının cazibesinin artacağı öngörülüyor. Erzurum ve Kars gibi kış turizmi merkezlerinde ise kar kalınlığı ve sezon süresi kısalıyor. Raporda 2090’larda iklim değişikliğinin dağ ve doğa turizmine yüzde 2,4 düşüş olarak yansıyacağı öngörülüyor.

Türkiye ne yapmalı?

Tüm raporlar ortak bir noktada buluşuyor: Uyum politikaları gecikmeden hayata geçirilmezse, etkiler ekonomik olduğu kadar sosyal bir krize dönüşebilir.

CCDR, su yönetiminin havza ölçeğinde yeniden düzenlenmesini, tarımda ürün deseninin iklim projeksiyonlarına göre planlanmasını ve kıyı taşkınlarına karşı risk bazlı planlama yapılmasını öneriyor.
Kent kırılganlığı analizleri, yeşil alanların korunması, ısı adası etkisini azaltan çözümler ve afet riskini gözeten imar politikalarının önemine dikkat çekiyor.

Bilimsel projeksiyonlar Türkiye’nin 2050 sonrasında tamamen yeni bir iklim düzenine gireceğini söylüyor. Bu düzenin ne kadar yıkıcı olacağı ise bugünden atılacak adımlarla belirlenecek.

Kaynak:https://www.dw.com/tr/k%C3%BCresel-%C4%B1s%C4%B1nma-t%C3%BCrkiyeyi-nas%C4%B1l-de%C4%9Fi%C5%9Ftirebilir/a-74781260