Hitler’in DNA şifresi çözüldü! Şizofreni, Dikkat Eksikliği…

1921’den itibaren Nazilere ve 1933’ten 1945’e kadar Almanya’ya liderlik etmiş, Avrupa’nın en korkunç diktatörlerinden biri olan Adolf Hitler’in DNA’sı incelendi. İlk bulgular şizofreni ve DEHB hastalıklarına işaret ediyor. Öte yandan Yahudi kökenli olduğuna ilişkin 80 yıllık iddialar da analiz sonuçlarına göre çürütüldü.

Hitler’in DNA şifresi çözüldü! Şizofreni, Dikkat Eksikliği…
Yayınlama: 14.11.2025

Avrupa tarihine merak salanlar bu günlerde bir belgesele odaklanmış durumda. Orijinal adıyla Hitler’s DNA: Blueprint of a Dictator yani Hitler’in DNA’sı: Bir Diktatörün Planı.

Almanya Potsdam Üniversitesi’nde tarihçi Dr. Alex Kay, belgeselde Hitler’in bedeninin yok edildiğini belirtirken kanının kalıntılarının 2. Dünya Savaşının üzerinden 80 yıl geçmiş olsa bile analiz edilebildiğini belirtti.

HALA BİR MUAMMA

Bugün DNA molekülünün ne kadar eşsiz bir anahtar olduğunu düşünsek de tarihte en çok incelenen insanlardan biri olmasına rağmen, Hitler hâlâ bir muamma.

Bir dünya savaşı başlatan ve Holokost sırasında altı milyon Yahudi’nin soykırımına başkanlık eden diktatör olarak Hitler’in hayatı hakkında kütüphaneler dolusu kitap yazıldı, ancak soyu hâlâ gizemini koruyor. Hitler özel hayatı konusunda da son derece temkinliydi ve intihar ettikten sonra bile tıbbi geçmişini gizli tutmak en büyük isteklerinden biriydi. Hitler’in en uzun ve en kalıcı ilişkisi ise 14 yıl boyunca iki kez intihar girişiminde bulunan Eva Braun ileydi.

Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı General Eisenhower’ın komutasında bir istihbarat subayı olan Amerikalı asker Albay Roswell Rosengren, Hitler’in kanepesinden hatıra olarak bir kumaş parçası keserek farkında olmadan Hitler’in DNA’sını saklayan adamdı. Bu anlamlı hırsızlık, DNA’nın profillenebileceğinin keşfedilmesinden yaklaşık 40 yıl önceydi.

Torunu Erik Rosengren ise programda “Müttefik Kuvvetler Berlin’de bir araya geldiğinde büyükbabam da oradaydı ve sanırım Hitler’in sığınağına giren ilk Amerikalı grubundaydı.” ifadelerini kullanıyor ve şunu söylüyor:

-Kanepede kan vardı. Büyükbabam kan örneğini kesmişti. Bu çok güçlü bir hatıra. Onun için, kumaş parçası savaşın sonunda Hitler’in ölümünün gerçek bir simgesiydi.

Kan lekesi, Leicester’daki bir otoparktan çıkarılan III. Richard’ın kalıntılarını analiz eden adli tıp uzmanı olan Bath Üniversitesi’nden Profesör Turi King liderliğindeki uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından analiz edildi. DNA’yı test ettiler ve Hitler’in genomunu – herhangi bir organizmanın yaklaşık 3 milyar genetik talimata kadar uzanan tüm genetik yapısını – dizilediler.

HİTLER’İN KÖKENİNE İLİŞKİN MİTLER ÇÜRÜDÜ

Öncelikle, Hitler’in Yahudi kökenli olduğu mitini çürüttüler; bu söylenti on yıllarca sürdü. Hitler, büyükannesi Maria Schicklgruber’in Yahudi bir evde çalışırken hamile kaldığı söylentilerini çürütmek için aile geçmişinin resmi bir versiyonunu yayınlamaya bile kalkıştı.

Ve Profesör King, Führer’in DNA’sının ne gayrimeşru ne de Yahudi olduğunu gösterdiği için aile geçmişinin doğru olduğunu söylüyor. Hitler’in psikolojik durumu da hararetle tartışılıyor ve bazı tarihçiler onun akıl hastalığına yatkın olduğuna inanıyor.

Bu nedenle ekip, Hitler’in DNA sonuçlarını, psikiyatrik ve nörogelişimsel rahatsızlıklara genetik yatkınlığını değerlendirmek üzere Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi’nde dünya lideri bir ekibe gönderdi.

Testler, Hitler’in DEHB’ye (Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) yakalanma olasılığının ortalamanın üzerinde olduğunu ve ailelerde görülen otizm, bipolar bozukluk ve şizofreni gibi rahatsızlıklara yakalanma riski en yüksek yüzde 1’lik dilimde yer aldığını ortaya koydu.

Hitler’in kuzeni Aloisia Veit, Viyana’daki bir psikiyatri kliniğinde yıllarca kapalı kaldı. Halüsinasyonları ve sanrısal davranışları nedeniyle sık sık yatağa bağlı kalıyordu.

ANTİSOSYAL DAVRANIŞLARA YÜKSEK YATKINLIK

DNA analizi, aynı zamanda bir bireyin psikopat olup olmadığını teşhis etmede bir faktör olan antisosyal davranışlara karşı yüksek bir genetik yatkınlığa sahip olduğunu da ortaya koydu.

Yazar ve psikiyatrist Profesör Michael Fitzgerald şöyle diyor: “Hitler’i tanımlamak için “suçlu otistik psikopati” terimini kullanma hakkımız olduğunu düşünüyorum. Bu terim şunları vurguluyor: Bir numara, suçluluğu; iki numara, otizmi; ve üç numara, psikopatisi. Çok karmaşık bir karışım. Hitler milyonda bir, hatta belki milyarda bir.”

Son olarak ekip, Hitler’in DNA’sını cinsel anormallikler açısından analiz etti. Hitler’de Kallmann sendromu olabileceğine dair genetik kanıtlar bulundu. Bu durum, Hitler’in ergenliği tam olarak tamamlayamamasına ve testosteron seviyelerinin düşük veya dalgalı olmasına neden olmuş olabileceğine ilişkin en güçlü ispat.

*** Daily Mail – Claudia Joseph

*** The Guardian

Kaynak:https://www.sozcu.com.tr/hitler-in-dna-sifresi-cozuldu-sizofreni-dikkat-eksikligi-p258648