İlber Ortaylı’dan AKP’li isme zehir zemberek sözler!

Prof. Dr. İlber Ortaylı Fırat ve Dicle havzasındaki boşalan köylere Çin’deki ‘Uygur bölgesinin çiftçileri Türkiye’ye getirilmeli’ önerisine tepki gösteren AK Partili Orhan Miroğlu’na adeta ateş püskürdü. Ortaylı, Miroğlu’na “Bir zamanlar oturduğu MYK …

İlber Ortaylı’dan AKP’li isme zehir zemberek sözler!
Yayınlama: 08.09.2025

Prof. Dr. İlber Ortaylı Fırat ve Dicle havzasındaki boşalan köylere Çin’deki ‘Uygur bölgesinin çiftçileri Türkiye’ye getirilmeli’ önerisine tepki gösteren AK Partili Orhan Miroğlu’na adeta ateş püskürdü. Ortaylı, Miroğlu’na “Bir zamanlar oturduğu MYK’ya fazla güveniyor” dedi.

Ünlü tarihçi geçtiğimiz günlerde şunları söylemişti:

“Fırat ve Dicle havzası, Türkiye için hem teknik hem demografik hem de siyasi açıdan hayati önem taşır. Burada boşalan köyler, vakit kaybetmeden Asya’daki kardeş potansiyel nüfusla doldurulmalıdır.

Çin’in nükleer denemeleriyle yıpratılan bereketli Uygur bölgesinin çalışkan çiftçileri kısa zamanda Türkiye’ye getirilmelidir. Hayvancılık konusunda uzman Kırgızların da bu topraklarda faaliyet göstermesi gerekir.”

Eski AK Parti milletvekili Orhan Miroğlu X’te Ortaylı’nın önerisine “Ahmaklık” diyerek şöyle tepki göstermişti:

“İlber Ortaylı için tam bir hayal kırıklığı olsa gerek! Kırgızları, Uygurlarla beraber getirip Dicle- Fırat havzasına yerleştirmek şoven duygulara iyi gelebilir, ama aslında kocaman bir ahmaklık! Bu topraklara kimi getirirseniz getirin, asıl sahiplerle ‘ intibak’ sorunu yaşamaz!”

“BİR ZAMANLAR OTURDUĞU MYK’YA FAZLA GÜVENİYOR”

İlber Ortaylı bugün Hürriyet’te yayınlanan yazısında şunları söyledi,

“Benim derdim ciddi ziraat yapılan, hayvancılık yapılan yerlere çare bulunması. Lütfen bile bile kasıtlı böyle herzelerde bulunmayın, ırkçılık üzerinden yorumlar yapmayın.

“Türkiye tarihten beri her zaman muhacire ihtiyaç duymuştur. Yalnızca muhacirleri rastgele seçemeyiz. Dünyada hiçbir ülke böyle yapmıyor zaten. Gelenleri de kimsenin toprağına yerleştirecek değiliz. Kuru gürültüyle cephe reklamına girişmenin manası yok.

Anadolu’yu benim kadar dolaşan, her bölgesini gezen Türkiye’de çok az insan vardır. Ben halkın derdini, umumi manzarayı tarif ediyorum. Tabii bu arkadaşların bu işlerden haberi yok. Ya anlattığımı ters anladılar ya da öyle anlamak işlerine geliyor.

Orhan Miroğlu ‘ahmaklık’ diye bir başlık atmış. Bulunduğu makama güvenerek sağa sola saldırmasından belli ki lafı kendisine iade etmem gerekmiyor. Zira bir zamanlar oturduğu MYK’ya (merkez yürütme kurulu) fazla güveniyor.

Pek ferasetli biri olsalar bu takip ettikleri siyasi yolun onları pek bir yere götürmeyeceğini görürler. Çok kısa bir süre içinde birçok parti değiştirmesinden nasıl bir fikrî yapısı olduğu da anlaşılıyor. AK Parti’nin yüksek mevkilerinde görev almış insanların bu ikinci reaksiyonu.

Sırrı Sakık gibi benim her zaman çok gayriciddi bulduğum bir isim bile bu mevzu üzerine konuştu. “Doğuda boş kalan köylere Uygurlar yerleştirilmeli” demişim. Estağfurullah. Uygurlara kastım mı var?

“PARTİ PARTİ, GRUP GRUP DOLAŞACAĞINIZA EĞİTİMİNİZE ODAKLANABİLİRSİNİZ”

Hele bir tanesi var (Muhsin Kızılkaya), benim kitaplarımı okumuş da anlamamış. Birçok üniversitede yıllardır okutulan kitapları anlamamak sizin probleminiz. Biraz kendinizi geliştirmeniz gerekir. Parti parti, grup grup dolaşacağınıza eğitiminize odaklanabilirsiniz.

“ALTYAPIYI SAĞLAYANLAR DA ORADAKİ FETÖ’CÜ SERSERİLERDİR”

En son çarpıtmayı da Rizeli bir yazardan gördük (Yıldıray Oğur). Bu kasabalı çocuk, devletin en iyi okullarında okutulmuş (ODTÜ). Tabii oradan çok parlak insan da çıkar, çeyrek çepelek adam da. Bizim aile tarihini yazıyor; yanlış ve hamâkat dolu. Anlamadığı konulara girerek karalama yapabileceğini zannediyor. Edindiği çarpık bilgilerin Kırım tarihiyle uğraşan birinden gelmesi mümkün değil. Mevcut kaynaklarda verdiği bilgiler yok. Nereden alıntıladığı belli; Alman istihbaratı tarafından uydurulan metinler. Almanya bu tür hedef gösteren organizasyonlarla çok içli dışlı. Tabii altyapıyı sağlayanlar da oradaki FETÖ’cü serserilerdir. Maalesef Karadeniz kıyılarında gezinen serseri mayınlar gibi basın hayatımızda bu tip sözde okumuş geçinen ama basit bilgilere bile sahip olmayan, yalan yanlış yazılar kaleme alan tipler var. Yıldıray Bey’in üzerinde çok duracak değilim. Gerekli şekilde kanunî yola başvuracağım. Önce terbiye öğreniniz, sonra aklınızı başınıza alınız.

Geçmişte de Yasin Aktay bir yazısında “Türklük’ün” bir anlama gelmediğini, belirsiz bir tanım olduğunu söylemek gibi bir ucuzluk ve küstahlığa sapmıştı. Ne partisinden kendisine ciddi bir ihtar ve ceza geldi ne de aslında paraşütle girdiği TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) üyeliğinden atıldı. O zaman da tabii TÜBA’nın hiçbir anlamı ve itibarı olmaz.

Partinin yüksek kademelerinde verilen tepkiler aslında Türklüğün ne anlama geldiğini ya da gelmediğini belirlemek gibi ucuz ve küstah bir yaklaşımı açığa çıkarıyor. Ne partisine ne kendisine bir itibar kazandırıyor. O nedenle bu tür çıkışların bir anlamı yoktur.”

Kaynak:https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ilber-ortaylidan-akpli-isme-zehir-zemberek-sozler-952090h.htm